Yuva

Hanımelleri, saksağanın uykusu ve takım elbiseli adam

Ben gözlerim kapalı işlem yapabiliyorum dedi küçük adam, gözlerini kapattı, ve soruyu hatasız çözdü. Ben yapamazdım (denedim).


(Korkmak geçmiyor üzerimden) giysi almaktan vazgeçip bir sürü kitap aldım, uzun zamandır almak isteyip de almadıklarımın çoğunu. Şuraya iç konuşmalarımı değil de, beni normal gösterebilecek (halkıma !) bir şeyler yazmam gerekiyor artık. Deneyelim (insan olmayı)

Yarı zamanlı çalıştığım yerle olan anlaşmam bu hafta itibariyle bitti. Absürt bir işti, nasıl yaptıysam sene boyunca götürebildim. Zordu, insanları sevdim ve onlara kayıtsız kaldım. Sevilebileceğimi gördüm. Kırmızı örtü yakışıyormuş (bir öğrencim söyledi) neredeyse inandım (bu tür söylemlere temkinli yaklaşıyorum).

Çok yorgunum. Burayı eş dostla paylaşılamayacak hâle getiriyorum tekrardan. Çok ciddiymişim. Sensiniz o. Gerçekten öğretmen olabilseydim, ders notlarımı falan paylaşırdım, şimdilik elimde okumak, yazmak, düşünmek ve uydurmak ve gün boyunca görüp duyduklarım haricinde malzeme yok. Sei Shōnagon, Kenko, idealimdeki yazı stilleri. Francis Bacon değil. Denedim, şimdilik pek başarılı görünmüyor.


Ellerin neden bu kadar beyaz diye sordu, bu kadarı normal değilmiş, kanım mı çekilmiş. Çerkes kanı, beyaz akıyor dedim. Kuzeyden geliyorum. Hanımellerinin yaprak ayrımlarını sayarsanız, gerçekten de bir elin parmakları gibi beş tane olduğunu görebilirsiniz. Bugün saydım. Mayıs ayı = güller ve hanımelleri. Dünyada dura dura ağaçların ve çiçeklerin isimlerini öğrendim.