Yuva

Elma dersem çık

Evet, kargonu yarın senin için alırım, kardeşim. Reddetmenin zevkini bir kez olsun tatmak istedim sadece, bana güvenebilirsin dedim, merak etme, iyiliğimde ciddiyim (siz iyi bir insansınız). Armut dersem.

Rüyalarınızı anlatmayın diyorsunuz, fakat nasıl olsa, kimse dinlemiyor hocam, dün gece bir atı iyileştirdim, ve başımı başına dayadım. Ona sarıldım, ona sarıldım, ona sarıldım kollarımla ve beni bir gecede iyileştirdi. Ayaklarında yara vardı ve derisinde kesikler. Rüyalarımda kuşları ve atları iyileştiriyorum, benim olmayan bir çocuğun elinden tutuyorum, sınıfta başarısız dersler veriyorum, su birikintilerinde yürüyorum, taştan camilerde kendime bir saf arıyorum.

Ay tutulmasını gördünüz mü ? Önümdeki kağıda "rumination" ve "direnç" kelimelerini yazdım.
Filled with resentment. S'il fallait choisir un nombre je choisirais (c'est un secret). Ecrire en français quand je ne souhaite plus vivre dans ma vie, changer de personnage, c'est une illusion mais c'est un privilège. Zaman ve mekanda uzakta olan, ay gibi, güneş gibi, hakkında şiirler yazılan. Yakınımdaki her şey, bende kötü hisler uyandırıyor.


Aklımı başıma topladım, kollarımı ve eteklerimi sıvadım, ve sonunda biraz okumaya koyuldum, çevirmem mümkün değil, ama okuduklarımdan kısa notlar :

(beni gördüğünüzü düşündüğüm gibi görünmekten korkmayacağıma yeminler ediyorum, hocam ben zaten görünmüyorum, durdurun, kanalı değiştirin, ekranı kırın, üzerine su dökün ve tam da burada bitsin her şey, söylediklerimin size bir faydası dokunmayacak, ama denerim)

Education as distinct from socialization

Armut dersem, bir daha konuşmayalım. İçerisinde "her" ve "hiç" kelimelerini barındıran tüm cümleler, yalan olma riski taşıyor, bilimsel yöntemlere başvurulmadan, tembelce söylenmiş laflar bunlar, onlara inanmayın. Sabahlara kadar kitap okuyalım, yarım kalanlar içime dert oluyor.